26 Temmuz 2008 Cumartesi

TOKAT ERBAA İLİMİZDE EL SANATLARI


TOKAT ERBAA İLİMİZDE EL SANATLARI
Türk Milleti’nin asırlar boyunca meydana getirdiği halıları, kilimleri, cicimleri, zilileri, heybe çuval ve torbaları, hasırları, bakır pirinç ve tunç işleri; güğüm, bakraç, lenger gibi mutfak araçları, kuyumculuğu, tesbihçiliği ve kahve takımları, boncuk işleri, hamam takımları, çanak ve çömlekleri, testileri küpleri vs. yüzyıllar boyu yapıla gelmiş hemen hemen hepsi birer sanat eseri haline gelmiştir. Bunların biçimleri, üzerindeki renkler ve nakışlar, yapılışlarındaki incelik ve zerafet sanat sevenlerin ilgisini çekmekte ve hayran bırakmaktadır. ilçemizde halen devam eden el sanatları şunlardır;


1_)Yazmacılık
2_)Bakırcılık
3_)Torak seramikçiliği
4_)Dericilik
5_)Saraçlık
6_)Çarıkçılık
7_)Mutaflık
8_)Semercilik
9_)At arabacılığı
10_)Nalıncılık
11_)Yayıkçılık
12_)Zurnacılık, kaval yapımı
13_)Urgancılık
14_)Süpürgecilik
15_)Sele-sepet örmeciliği
16_)İğne oyacılığı
17_)Halıcılık
18_)Kilim, cicim, peşkir, çarşaf dokumacılığı
19_)Hasır dokumacılığı
20_)Kumaş dokumacılığı

ERBAA ÇAMLIK


Erbaa'mızın piknik alanları çamlık en iyi yerlerin de ve hizmete açık ve hiç para odemeden piknik yapabilme yeridir.Erbaa'mızı biz bu kelimelerle anlatamayız ancak bu yere gelip gormeniz,gezmeniz lazım ancak bizi oyle anlarsınız.Erbaa'mız tam bir trustlik yerdir.

ERBAA tarihçesi

ERBAA'DA TARİHBu bölümde Tacüt-Tevahir ve bilhassa Halis Turgut Cinlioğlu’nun Osmanlılar zamanında Tokat adlı dört ciltlik kitabı ile Samanlı Arşivinde tasnifi tamamlanmış fonlar üzerinde yapılan araştırmalar taranarak , Erbaa ve çevresinde Osmanlılar zamanında meydana gelmiş olaylar ele alınmıştır. Amaç, bu günün insanını zaman tüneline sokarak ine götürmek, geçmişe yaşanmış olaylar üzerinde biraz düşündürmektir. Tespit edilebilen olaylar ve tarihi gerçekler şunlardır;Bidevi Çardağı Hapishanesi: (Birdevi, eskiden Erbaa’ya şimdi Taşova’ya bağlı Esençay kasabasıdır)Çelebi Mehmet , emirlerine karşı gelen Ankara’ya hakim Fizurbeyoğlu Yakup Bey’i özrü karşısında öldürme cezasından vazgeçince, serbest bırakıldığı taktirde baş kaldırma ihtimalinden çekinerek Baltaoğluna Yapuk Bey’i tutuklu olarak Tokat’a götürmesini ve Bidevi Çardağı’na hapseylemesini emretmiştir.H.814/M.1412 (77)Musa Çelebi’nin beylerbeyi olan Mihaloğlu Mehmet Bey de yine Bidevi Çardak’ta hapsettirilmiştir.İkinci Murat Han Menteşe Beyliğine son verince, sarayda izzet ve ikram içerisinde yetişen Menteşe Bey’i İlyas Bey’in Üveys ve Ahmet adlarındaki çocukları, atalarından kalan toprakları ele geçirmek havesine düşerek kaçmaya kalkıştılar.Durum haber alınınca bu iki oğul , Birdevi Çardak’ta hapse atıldılar.İki yıl kadar bu zindanda kaldılar.Bir kış günü hücrelerini döşemek için bir kaç çuval ot getirttiler. Ot getiren hamalı kandırıp, kendilerini çuval içerisinde dışarı çıkarttırdılar.Ahmet bey buradan kurtulduktan sonra Diyarbakır’a ordam Mısır’a oradan da Acem diyarına geçerek izini kaybettirdi. Üveys ise kırlarda şaşkın dolaşırken yakalanarak kale dizdarı ile birlikte cezalandırıldılar.H.829/M.1428(79). Sırbistan’da Semendire kalesinin zaptından sonra kale muhafızı Vilikoloğlu’nun iki oğlu esir edilerek Bedevi’ye hapse gönderildi.Fatih Sultan Mehmet Han Sonusa’da: Fatih Sultan Mehmet han Trabzon’u alıp, yön ve yönetimi düzenledikten sonra atının dizginlerini taht kenti olan İstanbul ‘a doğru çevirdi.Sonusa’ya geldiği zaman Kızıl Ahmed’e sancağını verdi.
Fatih Sultan Mehmet Han,Trabzon yolculuğuna ise Niksar’dan geçerek gitti. Kutlu padişah Sinop’un zaptını tamamladıktan sonra Trabzona gitmek istedi. Yolların güçlüğü dolayısı ile üç yüz baltacı, üç yüz kazmacı, üç yüz kürekçi, üç yüz küfeci, üç yüz taşçı kaldırımcı nefer tertip ettirdi.Bunlar ormanları kestiler, taşları kırdılar, yol açtılar.Bu suretle açılan yollardan Yeşil Irmak ve Koylu suyu geçilerek Niksar’a varıldı.Fatih, Ramazan ayını Niksar’da geçirdi.Bayram namazını Niksar Ulu Cami’de kıldı. Sonusalı Akbilek Yahşi Halife (1524): Büyük bir alimdir. Osmanlı Şeyhülislamlarından Müftiyüs-Sekaleyn İbni Kemal’in hocasıdır. Sanusa'lı olan Akbilek hoca, Arabistan'da büyük alimlerden ders almış, yurduna döndükten sonra 40 yıl medrese hocalığı yapmıştır.(82).Bölgede Eşkiya: Nur Ali Halife adlı bir sapık , 20 bin kadar taraftarla Niksar’dan başlayıp yağma ve talan ederek Amasya’ya yöneldi.Bunun üzerine Sultan Selim’in ağabeyi sultan Ahmet, veziri olan Yularkısdı Sinan paşa’yı kalabalık bir kuvvetle bölgeye gönderdi.Sapık kendini zor kurtararak Tokat’a kaçtı. Yavuz Selim Niksar’da (H.920/M.1514): Şah İsmail’in Doğu Anadolu’da taraftarları vasıtasıyla çıkardığı gaileler, Tokat’a vuku bulan hücumu ve bazı yersiz teşebbüsleri, Yavuz Selim’in sefer açmasına sebep oldu. Sivas’a geldiği vakit ordu ihtiyacı için zahire toplanmasına çalıştı. Şii taraftarlığı yapan ve ötede beride haydutluk eden bir çok serserileri temizletti. Sivas havalisinde ihtiyati tedbirler aldı. Ondan sonra İran’a yürüdü. Şah İsmail ile Çaldıran’da yaptığı harpte galip gelen yavuz Kelkit vadisini takip ederek döndü.Ramazan bayramı namazını Niksar’da kıldı. Niksar’da iki gün istirahattan sonra Hayati ve Sonusa yolu ile Amasya kentine ulaştı. 6 Şevval 920.O zamanlar azık kıtlığından pahalılık gök kubbeyle bir eşik olmuş, buğday ile arpa satıcılarının en değerli malları arasına girmişti. Kilsi 1400’e satanı iyi vurgundur diye İstanbul kelle eylerdi.Kelkit Vadisinin Önemi: Şark seferleri sırasında Tokat çok defa askeri toplanma merkezi halini alıyordu.Bu İstanbul’dan gelen yolun Tokatta ikiye ayrılmasından ileri gidiyordu. Tokat’tan itibaren Diyarbakır-Bağdat Yoluna gidecekler Sivas üzerinden , Erzurum ve daha şarka gidecekler Niksar üzerinden Kelkit vadisini takip ederek giderdir.Boğazkesen Kalesi (H.1198/M.1775): Tokat’taki rezillikleri yüzünden cezalandırılacakken kaçan Biskenili Emin,Erbaa taraflarında haydutluklarına devam ettiğinden uslandırılmasına Erbaa ayanından Osman ağa memur edilmiştir.Yakalandığı zaman Boğazkesen kalesine hapis olunması emir olunmuştur. Bu hale göre: bu gün kale köyünün bitişiğinde olan Boğazkesen kalesinin o zamanlar kullanılacak kadar mamur olduğu anlaşılmaktadır.